İçene af(iy)et olsun (2)

İnsanların büyük çoğunluğu ‘Hedonism’in kölesidir. Kendilerine lezzet veren şeye yönelirler ama o lezzetin ötesini düşünmek istemezler. Aksine, lezzet peşindeki bu hallerini savunmaya, kendilerini bu mevzuda haklı görmeye ve göstermeye çalışırlar.”

Ne diyorsunuz? Mustafa Bey haksız mı?

İnsan birçok şeyde olduğu gibi beslenmede de üç esasa göre hareket eder: 1) Haz, 2) Yarar, 3) Hayır.

Bir tezim var: Beslenme rejimlerine bakarak insanların olgunluk derecelerini tespit edebiliriz. Bakın, rüştünü ispat edememiş, akıl baliğ olmamış çocukların beslenme rejimleri damaklarına bağımlıdır. Onun için en yararlı gıdaları bir yana bırakırlar da, cips gibi, fast-foot gibi, ne idüğü belirsiz katkılı gıdalar gibi, her an sürpriz yapma ihtimali bulunan salam ve sosis gibi, nutella ve çikolata gibi netameli gıdalara yönelirler. Sebebi belli: yalnızca damak zevkine göre, yani “hazcı” güdülerle hareket etmek. Hedonizm de bu işte: Zevkperestlik.

Biraz akıllı olanlar, gıda rejimini damak zevkine göre değil, “yarar” esasına göre düzenlerler. Faydalı olanı, lezzetli olana tercih ederler. Bazen lezzetin altında zararın gizli olduğunu akledecek kadar büyümüşlerdir. “Ağuyu alın tas içre verdiklerinin” bilincinde olurlar. Bunlar birincilere göre daha iyi bir noktadadırlar. Ama daha alacakları çok mesafe vardır. Bu sınıfa girenler “yarar”ı hazza tercih ederler, fakat henüz hayrı talep edecek kadar olgunlaşmamışlardır.

En akıllı olanlar yarardan da hazdan da önce “hayır”ı öncelerler. Bu akleden kalp sahiplerinin tercihidir. Bu, iki dünyalıların tercihidir. Bu, o manidar tekerlemeden ibret alanların tercihidir:

Haram helal de gidi

Sen kazandın el yedi

Sen kazan da el yesin

Sen topuzu ye gidi

Hayra talip olanlar, yararı da, hazzı da onun yanında hazır ve nazır olarak bulurlar. Bunlar “hayır”ın tabir caizse promosyonudurlar. Esas olan hayırdır. Müslüman, yeme içmede de işte o hayra talip olur. Yediklerinden ve içtiklerinden hesap sorulacağına iman eder. Bu iman onu sadece “iyisini” değil, sadece “haz verenini” değil, sadece “kalitelisini” değil, aynı zamanda HELALİNİ yemeye sevk eder. Şimdi, dünkü konuya bıraktığımız yerden devam edelim ve kimya hocasının tespitlerine dönelim:

“Bu vesile ile akla gelebilecek birkaç soru üzerinde durmak istiyorum:

1- Gazozlarda binde 5g etil alkol bulunabiliyorsa, bunların standardına niçin “Gazlı Alkolsüz İçecek (Gazoz)” standardı ismi verilmiştir? Bu standardın ismindeki alkolsüz kelimesi ile içinde bulunabilen binde 5g. alkol birbirini nakzetmiyor mu? Belki bir oturuşta içilebilecek miktarda olmayan etil alkolü, standardı hazırlayanlar “kabil-i ihmal” gördükleri için, bu standardın isminde “alkolsüz” kelimesini kullanmış olabilirler. Fakat bu standardı hazırlayanların nazarında “kabil-i ihmal” görülen bu etil alkol nispetinin, “başka standart”lara göre de “kabil-i” ihmal olmayacağını gözden uzak tutmak icap eder. Diğer bir sebep de “alkol” kelimesini itici bulan bir halka bu meşrubatı benimsetmek için ticari bir taktik olarak “alkolsüz” kelimesinin bilhassa standart ismine dahil edilmesi olabilir.

2- Gazozlarda az da olsa, niçin etil alkol bulunur? Sadece gazozlarda dahil bütün gazozlarda tat veya koku verici esanslar kullanılır. Bu esanslar, yağ cinsinden maddeler olup suda çözünmezler. Bunları suda çözünür hale getirmek için hem su ile hem de yağlarla tam karışabilen (çözünebilen) ara çözücülere ihtiyaç olur. Bu hususta en bol, en ucuz ve en yaygın olarak kullanılan ara çözücü de etil alkoldür. Etil alkol bunun için gazozların terkibine girer. Kimya bilimi açısından bunun biraz daha açıklaması şöyledir: Kimyada, “enzer olanlar, birbiri içinde çözünür” kaidesi vardır. En mühim ve en çok kullanılan çözücü de su olduğundan suyun dışındaki bütün çözücülerde hidrofil (suyu seven, su ile tam karışan) ve hidrofob (suyu sevmeyen su ile tam olarak karışmayan) olarak ikiye ayrılır. Moleküllerinde hidrofil bulunduran maddeler su ile hidrofil assosiasyon yaparak berrak bir çözelti verebilir. /?/

3- Etil alkolden başka, sekerat (sarhoşluk) verici olmayan sağlığa başka zararı da olmayan ara çözücüler yok mudur? Vardır. Fakat bunlar etil alkole nispeten daha pahalıdır ve imalatçının bunları seçip kullanmakta bir gayesi ve hassasiyeti yoksa etil alkolden başkasını kullanmaz.

4- Tat ve koku verici yağ cinsi maddeleri suda çözünür hale getirmek için kullanılan etil alkol, gazoz içinde kimyevi bir değişime uğramaz mı? Etil alkol, hidrofil ve hidrofob assosiasyon yaparak yağ cinsi maddelerin suda çözülmesini sağlar. Kimyada bunun adı “salvatasyon” olup fiziki bir olaydır. Fiziki olaya giren maddelerin asli mahiyeti genelde değişmez. Bir değişim olsa, bu fevkalade az oranda olabilir. /?/

Bu son hüküm “istihale” bahsine girer. Tabi ki tek başına bir kimyacının vereceği hüküm değildir. Ama ihtiyatı elden bırakmamakta yarar var. Ezcümle: tüm gazlı içeceklerden uzak durun, “içiniz” rahat etsin.

 

Yorum Yaz